“`html
Tuğamiral Mehmet Sarı emekli edildi; Teğmenler ihraç edilmeye çalışılıyor
Üniforması üzerinde mesai saatlerinde bir tarikat evinde zikre katıldığı için Tuğamiral Mehmet Sarı, hakları iade edilerek emekli oldu. Ancak, geçtiğimiz yıl içerisinde mezuniyet törenlerinde **“Mustafa Kemal’in askerleriyiz”** diye bağıran genç teğmenlerin geleceği tehlikeye atılıyor; Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından ihraç edilmeleri gündeme geliyor.
Kara Harp Okulu’nun dönem birincisi olan Teğmen Ebru Eroğlu ile dört arkadaşı, komutanları tarafından Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edildi.
TSK Disiplin Kanunu’nun ‘silahlı kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler’ başlıklı 20. maddesinin c bendine dayanarak, bu genç teğmenler ‘hizmete engel davranışlarda bulunmak’ gerekçesiyle suçlanıyor.
Bu madde, şu şekilde tanımlanmıştır:
“Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlar veya ciddi suç veya disiplin ihlalleri.”
İtibara Zarar Veren Davranışlar Belirsiz
Teğmenlerin eylemi, 20. madde çerçevesinde değerlendirilebilir mi? Bu sorunun yanıtı, Hacettepe Üniversitesi’nde doktora yapan Avukat Yunus Keskin’in 2015 yılında hazırlamış olduğu “Türk Silahlı Kuvvetlerinde Ayırma Cezası” konulu yüksek lisans tezinde bulunuyor.
Keskin, 20. maddede belirtilen eylemlerin iki grupta ele alınabileceğini ifade ediyor. Birinci grup: Devletin ve TSK’nın itibarını zedeleyici davranışlar.
Keskin, bu tutum ve davranışların neler olduğunun yasada açıkça tanımlanmadığına ve Yüksek Disiplin Kurulları’nın bu durumu değerlendirmekle yetkili olduğuna dikkat çekiyor.
Ağır Suç Tanımı Belirsiz
İkinci grup: Ağır suç veya disiplinsizlikte bulunma durumları.
Keskin, ağır suç kavramının ceza yasalarında net bir tanıma sahip olmadığını belirtiyor ve bu tür suçların, ağır ceza mahkemesinin kapsamına girebileceğini ekliyor.
Ağır suçları; yağma, hileli iflas ve dolandırıcılık gibi ciddiyet taşıyan suçlarla sınıflandırmak mümkün. Askeri Ceza Kanunu’na göre de TSK’dan çıkarılmayı gerektiren suçlar arasında yer almaktadır.
Özetle, her iki durumda da teğmenlerin eylemleri ağır suç niteliğine girmiyor.
Hukuki Süreçte Belirsizlikler
TSK’dan ayırma cezası, personel için en büyük disiplin yaptırımı olarak değerlendiriliyor. Keskin, böyle bir ceza verilmesi durumunda, yasada tanımlanmayan ağır suç kavramının hukuk sisteminde belirsizlik oluşturabileceğini savunuyor.
Keskin, ayırma cezasının uygulanabilmesi için ağır bir suç işlenmiş olmasının ispatlanması gerektiğini vurgulamakta. Ayrıca, ağır disiplinsizlikle ilgili olarak neyin kastedildiğinin de net olmadığını belirtmektedir.
Teğmenler Suç İşlemedi
Keskin ile gerçekleştirdiğim bir telefon görüşmesinde, teğmenlerin eyleminin 20. madde kapsamına girip girmediğini sordum. Keskin, “Ayırma cezasının verilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Eylemleri disiplin ihlali kapsamına girmiyor” yanıtını verdi.
İşte bu noktada, teğmenlerin “hizmete engel davranışlar” başlığı altında bir disiplinsizlik suçu işleyip işlemediği de tartışma konusu. Keskin, emre itaatsizlik için yazılı bir emir gerektiğini, mevcut durumun ise geleneksel bir ritüelin parçası olduğunu ifade ediyor. Bu kapsamda tespit edilen bir disiplinsizlik durumu yoktur.
Ardından, ‘Sarıklı amiral’ olarak bilinen Tümamiral Mehmet Sarı’nın eylemlerinin disiplinsizliğe girip girmediğini sordum. Keskin, “O durum disiplinsizlik sayılabilir çünkü mesai saatinde kendi aracıyla gitti ama ona soruşturma açılmadı. Ancak teğmenler aleyhine bir disiplin süreci başlatılması düşündürücü” dedi.
Teğmenler, yalnızca “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için ihraç edilme tehdidi ile karşı karşıyalar.
Gözaltı ve Bakım Merkezinde İşkence Skandalı
Niğde Engelsiz Yaşam, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde, 9 yaşındaki epilepsi hastası Mustafa Çelik’in hayatını kaybetmesi sonrası gerçekleştirilen kamera incelemeleri sayesinde, 15 çocuğun bakıcıları tarafından işkenceye maruz kaldığı ortaya çıktı. Olayda 14 bakıcı tutuklandı, toplam 26 bakıcı hakkında dava açıldı.
Bu arada, Bor Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan otizm hastası Gökcan Tetik’in 18 Ekim tarihinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği bilgisi de gündemde. Tetik’in babası, oğlunun tedavi sürecindeki bakım eksikliklerini vurgulayarak, “Oğlumun gözünde ve kafasında yaralar vardı” şeklinde açıklamalar yaptı.
Kaçakçılık İddiaları ve İş İnsanları
MHP Muğla İl Başkanı Oğuz Akayfırat’ın görevden istifasının arkasındaki gerçek, kızı Yasemin’in teknesinin insan kaçakçılığına karıştığı iddiaları olarak öne sürülüyor. Olayın detayları ise Barış Kaya’nın eşi ve kardeşi ile birlikte tekneye binmesi sonrasında yaşanmaktadır.
Kaya ve ailesinin tekneyi kiralayarak bir insansız adada kaybolmasına, Barış Kaya’nın durumu hakkında ise henüz kesin bir bilgi yok. Araştırmalar sürerken “Serhat” adlı kiralayıcı hakkında daha fazla bilgi edinilmesi bekleniyor.
Kaçakçılık iddialarının aydınlatılması, Akayfırat ailesinin durumu açısından büyük bir önem taşımakta.
“`